Dikkat ve hafıza ile ilgili teknikleri anlamadan önce, bilgilerin dikkatimize ve hafızamıza nasıl girdiği, nasıl işlendiği ve nasıl yerleştirildiği ile ilgili süreçleri anlamalıyız. Son zamanlarda birçok bilişsel psikolog, bellek ve hafıza çalışmalarında, belleği bir dizi aşama olarak kabul eden bilgi işleme süreci yaklaşımını benimsemiştir (Massaro ve Cowan, 1993). Bu yaklaşıma göre çok fazla miktarda bilgi, sürekli duyularımıza giriş yapmakta ve biz bunların tamamını işleyememekteyiz. Dolayısıyla bilgi işleme sürecinin ilk aşaması, duyularımıza girmeye çalışan bilgilerden bazılarının değerlendirilmesini ve hatırlama için seçilmesini içerir. Bu sürece duyusal kayıt (duyusal bellek) diyoruz. Bir mekândayken etrafımıza baktığımızda göz attığımız her şeyi, sadece bir iki saniye içerisinde şekil, biçim, renk gibi görsel bilgileri görmeye başlarız. Aynı zamanda koku, ses gibi diğer duyusal bilgileri de alırız. Duyusal belleğin kapasitesi sınırsızdır. Duyularımıza gelen bütün bu bilgiler, duyusal kayıtlardan içeri girer ve bu kayıtlar sadece kısa bir süre kaldığı bekleme odasına benzer. Bu bilgileri hatırlayıp hatırlamamız, bunların işlenip işlenmemesine bağlıdır. Duyusal kayda giren bilgi işlenmezse hızlıca kaybolur. Gelen bilgileri daha sonra bilgi işleme süreci için seçmenin yoludikkatolarak adlandırılır. Dikkat, seçici olarak bakma, dinleme, koklama, tatma ve hissetme sürecidir. Ayrıca gelen bilgiye anlam da veririz. Duyusal kayıtta dikkat ettiğimiz bilgiler kısa süreli belleğe giderken diğerleri ise silinip gider.
Kısa süreli belleği ise en basit şekilde farkında olduğumuz, üzerine düşündüğümüz bilgilerin bulunduğu bellek süreci olarak tanımlayabiliriz. Bilginin burada kalma süresi 15-20 saniyedir ve normal şartlarda en fazla 5-10 birimlik bilgiyi tutabilir.
Silinme kuramına göre, aradan geçen zaman bellekteki bilgilerin zayıflayarak zor hatırlanmasına yol açmaktadır. Bozucu etki kuramı ise belleğe yeni gelen bilgiler, eski bilgiler üzerinde bozucu etki yaparak eski bilgilerimizi hatırlamamızı zorlaştırdığını söyler. Bu gibi durumlarda kendimizi unutmaya karşı nasıl koruyabilir ve hafızamızı nasıl daha güçlü hale getirebiliriz?
-Kümeleme tekniği: Burada bilgiyi daha uzun süre ve daha fazla birim tutabilmek adına hatırlamak istenen bilgi kümelere ayrılabilir. Örneğin; TMMTVHBYTKJB harflerini hatırlamaya çalışın. Muhtemelen az bir kısmını aklınızda tutabildiniz. Şimdi bir de bu harfleri BJK, THY, TV, TBMM şeklinde aklınızda tutmaya çalışın. Büyük olasılıkla hepsini hatırlayacaksınız.
-Ezbere Tekrar: Bilgiyi birkaç dakika için tutmak istersek, sesli veya sessiz olarak defalarca tekrarlamamızı söyleyen tekniktir. Örneğin birinin telefon numarasını defterimize yazana kadar unutmamak için sürekli içimizden tekrar ederiz.
-Özümseyerek Tekrar: Tekrar, bilgiyi işlemede, özümsemede ve hafızamızda yer etmesini sağlamak için en önemli ve olmazsa olmaz tekniktir. Özellikle de sınava hazırlanan öğrenciler için, konular düzenli olarak ve sık sık tekrar edilmezse mutlaka unutulacaktır. Özümseyerek tekrarın, ezbere tekrardan farkı, bilginin daha derin ve anlamlı olarak işlenmesini gerektirir.
Kısa süreli bellekte yer alan bilgi, tekrarlandığı takdirde uzun süreli belleğe geçer. Bildiğimiz her şey uzun süreli bellekte depolanır. Sevdiğimiz bir şarkının sözleri, arkadaşımızın doğum tarihi, sınavda hangi konulardan sorumlu olacağımız, geçen yılbaşında ne yaptığımız, çarpım tablosu. vs… Ancak uzun süreli bellekte olan ihtiyaç duyduğumuz her bilgi kolayca hatırlanmayabilir. Bu çeşit durumlar için hepimizin bildiği bir deyim olan “tam dilimin ucunda” deriz. Bu durumda hatırlamaya çalıştığımız yanıta ses veya anlam olarak benzeyen başka sözcükler bozucu etki yapar ve biz hatırlamaya çalıştıkça sonuç daha kötü olur. Bu durumda aradığımız yanıtı hatırlamanın en iyi yolu bir süre boyunca onu hatırlamaya çalışmayı bırakmaktır. Bilinçli olarak hatırlamaya çalışmayı bıraktığımız sözcük birkaç dakika veya birkaç saat sonra birden aklımıza gelecektir. Peki, uzun süreli hafızamızı nasıl geliştirebiliriz ve bununla ilgili yaptığımız yanlışlıklar neler olabilir?
-Güdülenme(motivasyon): Dikkatin dağılmaması ve hafızamızın güçlü olabilmesi için başlıca faktör o konuya karşı motivasyon geliştirmiş olmamız, yani onunla ilgilenmemiz ve onu istememizdir. İlgi duyduğumuz şeyleri daha kolay hatırlarız. İsteksiz olarak yaptığımız her işte dikkatimizin zayıf olmasına, unutmaya ve dolayısıyla da başarısız olmaya mahkûm oluruz.
-Uygulama: Diğer yeteneklerde olduğu gibi hafızayı güçlendirmek için de uygulama yapılması ve hafızamızın kullanılması ve zorlanması gerekmektedir. Örneğin, bulmaca çözme, yeni bir dil öğrenme, satranç öğrenme, arkadaşlarla güncel olayları düzenli olarak tartışma, öğrenilen konudan bolca test çözme gibi.
-Kendine güven: Kendi becerilerinden kuşku duymak kaygıya yol açar. Sınav senesinde olan çoğu öğrenci bu durumdan mustariptir. Dikkat dağınıklığının kökeninde stres yatar. Stresin kökeninde ise başarılı olma duygusu, başarısız olma kaygısı, anne-baba beklentisi gibi duygular yer alır. Üzerimizdeki baskıyı zihinsel olarak mümkün olduğunca azaltmak dikkatimizi ve hafızamızı daha iyi kullanmamızı sağlar. Bir şeyi hatırlayamayacağımızı düşünürsek muhtemelen hatırlayamayız. Öncelikle konuya hâkim olmamız ve bilgi eksiklerimizi gidermemiz kaygı seviyemizi belirgin ölçüde azaltır. Uzmanlar gevşeme ve nefes egzersizlerinin, bilginin hatırlanması konusunda fayda sağladığını belirtmektedir. Ayrıca sınav anında stres ve heyecandan, bir sorudayken zihin üstteki veya alttaki bir başka soruyu düşünebilir. Bunun önüne geçmek ve dikkati toparlamak için bulunduğunuz soruyu örtmeyecek şekilde üstteki ve alttaki soruların üzerine bir beyaz kâğıt konulabilir.
-Odaklanma: Çoğu öğrenci bir derse veya sınava çalışırken aynı zamanda müzik dinler. Özellikle sözlü müziklerde bu durum bilgilerimize bozucu etki yaparak hatırlamamızı zorlaştırır veya kafamızı karıştırarak yanlış bilgileri getirmemize, algı kaymasına ve odaklanmanın gerilemesine sebep olur. Dikkat ve algı kapasitesi düşer. Çalışırken mümkün olduğunca sessiz ve dikkatimizi dağıtacak etmenlerden uzak olmalıyız.
-Fotoğrafik Bellek: Konuları sınavda hızlı hatırlamak için gözde canlandırma yöntemidir. Hatırlamak istenen konunun anlatıldığı ders ortamını gözünüzde canlandırabilirsiniz. Arkadaşlarınızla beraber çalıştıysanız o an aranızda geçen diyaloglar aklınıza gelir ve o anı yeniden canlandırarak aradığınız sorunun yanıtına ulaşabilirsiniz. Yazarak çalışma ve küçük renkli notlar çıkarma fotoğrafik belleği iyi kullanmanın yollarındandır. Bunlara yeteri kadar baktığımızda ve okuduğumuzda beynimiz, gözlerimiz aracılığıyla adeta bunların fotoğrafını çeker ve hatırlamak istediğimiz anda veya sınavda not kâğıtlarını düşündüğümüzde aradığımız bilgi gözümüzün önünde belirir.
-Uygulama: Öğrendiğimiz bir şeyi uygulamanın ve gerçek hayatta yaşama geçirmenin önemini vurgular. Bir Çin atasözü der ki; “Duyduklarımı unuturum, gördüklerimi hatırlarım, uyguladıklarımı anlarım.”
-Gruplandırma veya ilişkilendirme: Gruplama tekniği öğrenilmeye çalışılan bilgiler arasında bağ kurmaya dayanır. Bu bağ, anlam veya geçmiş anılarınızla alakalı herhangi bir şey olabilir. Böylelikle birbirine benzeyen, ilişkili ögeleri gruplayarak hafızanızda tutmanız gereken şeylerin birimini azaltarak, birbirleriyle ilişkili oldukları için de daha kolay hatırlanır hale getirebilirsiniz. Dilbilgisi dersinde sıfat fiiller konusunu vardır. Başlıca sıfat fiiller şunlardır: an (en), ası (esi), maz (mez), ae (er), dık (dik), acak (ecek), mış (miş). Bunları tek tek ezberlemek yerine hafızanıza şu şekilde kaydedebilirsiniz: “Anası mezar dikecekmiş.”
-Hikayeleştirme: Rastgele sözcüklerden oluşan bir listeye bakalım; köpek, kahvaltı, ayna, kitap, ayakkabı, gömlek, perde, bilgisayar, sınav, kardeş. Bu kelimeleri ezberlememiz ve aniden sorulduğunda saymamız istense muhtemelen çoğunu hemen hatırlayamayız. Ancak bu kelimeleri kendimize göre örneğin; “Ben gömlek ve perdeleri ütülerken, bilgisayar ve kitap yardımıyla sınava çalışan kardeşim, ayakkabılarını giyip aynanın yanında bekleyen köpeği yürüyüşe çıkardı ve sonra beraber kahvaltı yaptık.” Şeklinde veya kendimize uygun, yaşantılarımıza uygun herhangi başka şekillerde hikayeleştirirsek verilen kelimeleri çok daha kolay bir şekilde hatırlayabildiğimizi görürüz.
Dikkat ve hafızayı güçlendirmek ve etkin kullanmak için gerekli unsurlardan ve birkaç teknikten bahsettik. Uzmanların geliştirdiği ve uygulattığı birçok daha gelişmiş teknikler olmakla beraber, bu konudaki en önemli unsurlar istek, ilgi, motivasyon ve tekrardır.
Kaynak: guneybasak