Kendini Tanıyarak Çalışmak Neden Önemlidir?

Sınav hazırlığı denildiğinde çoğu öğrencinin aklına ilk olarak “iyi bir çalışma planı yapmak” gelir. Günler, saatler, konular tek tek yazılır, hedefler belirlenir. Ancak bir süre sonra planlar aksar, motivasyon azalır ve kişi kendini suçlamaya başlar: “Neden düzenli olamıyorum?” ya da “Ben neden bu planı sürdüremiyorum?” Oysa sorun genellikle öğrencide değil, kişisel özelliklere uygun olmayan bir planda yatar.

Bir çalışma planı, herkes için aynı şekilde işe yaramaz. Çünkü her bireyin öğrenme biçimi, dikkat süresi, ilgi alanı ve biyolojik ritmi farklıdır. Kimileri sabahın erken saatlerinde zihinsel olarak çok açık olurken, kimileri akşam sessizliğinde daha verimli çalışabilir. Bazı öğrenciler kısa ama sık aralıklarla çalışarak daha iyi öğrenir, bazıları ise uzun süreli, kesintisiz oturumlarda derinlemesine odaklanabilir. Bu nedenle kendini tanımadan yapılan bir plan, tıpkı başkasının ayakkabısını giymek gibidir: güzel görünebilir ama sana rahat ettirmez.

Kendini tanıyarak çalışmak, sadece “planlı olmak” anlamına gelmez. Bu, aynı zamanda farkındalıkla öğrenmek demektir. Hangi derslerde zorlandığını, ne tür not alma yöntemlerinin sana yardımcı olduğunu, dikkatinin ne kadar sürede dağıldığını gözlemlemek gerekir. Bu gözlemler sonucunda oluşturulan plan, sadece seni başarıya götürmekle kalmaz, aynı zamanda seni tanımanı da sağlar.

Bazen öğrenciler başkalarının planlarına özenir. Sosyal medyada gördüğü “bir günde 10 saatlik çalışma rutini”ni uygulamaya çalışır, ama birkaç gün sonra yorulup bırakır. Oysa burada önemli olan süre değil, etkililiktir. Kısa ama odaklı bir çalışma, uzun ama dağınık bir çalışmadan çok daha verimlidir. Başarılı bir plan, sana göre hazırlanmış olmalı; başkasının temposuna değil, senin ritmine uygun olmalıdır.

Kendini tanımak, yalnızca akademik anlamda değil, psikolojik olarak da önemlidir. Bazı günler daha enerjik, bazı günler daha yorgun hissetmen doğaldır. Planında esneklik payı bırakmak, kendine anlayış göstermek gerekir. Çünkü sürdürülebilir başarı, katı bir disiplinle değil, dengeli bir farkındalıkla sağlanır.

Unutma, çalışmak bir yarış değil, bir yolculuktur. Bu yolculukta en önemli şey, başkalarının hızına değil, kendi adımlarına odaklanmaktır. Kendini tanıdıkça, neye nasıl tepki verdiğini fark ettikçe, öğrenme sürecin daha keyifli ve etkili hale gelir. Çünkü en verimli plan, seni en iyi tanıyan kişi tarafından hazırlanır: Senin tarafından.