Blog
Kaygını Değil, Enerjini Yönet!
- Ekim 27, 2025
- Yayınlayan: admin
- Kategori: Adverisement Hobbies izmirykskursları LGS Duyurular LGS Rehberlik Technology Uncategorized YKS Duyurular YKS Rehberlik
Sınavlar yaklaşırken çoğu öğrencinin ortak bir duyguda buluştuğunu fark ederiz: kaygı.
Kalp atışlarının hızlanması, mideye oturan bir gerginlik, “ya yapamazsam” düşüncesinin peş peşe gelmesi… Aslında bunların hepsi insan zihninin, yaklaşan bir sınava karşı geliştirdiği doğal tepkilerdir. Fakat çoğu zaman bu kaygı yanlış anlaşıldığı için, öğrenci kendini tamamen olumsuz bir döngünün içinde bulur. Oysa kaygı, doğru yönetildiğinde seni geri çeken bir engel değil, seni ileriye taşıyan güçlü bir motivasyon kaynağıdır.
Kaygının Gizli Mesajı
Kaygı, vücudun ve beynin seni “hazırlıklı olmaya” çağırma biçimidir. Tehlike algısı oluştuğunda beden, seni o duruma karşı korumaya çalışır; kalp hızlanır, nefes artar, dikkat yoğunlaşır. Aslında bu, sınav anında daha odaklı olmanı sağlayabilecek bir hazırlık sürecidir.
Yani kaygı “ben bu sınavı önemsiyorum” mesajını verir. Çünkü hiçbir şey hissetmemek, aslında ilgisiz olmanın göstergesidir. Bir öğrenci biraz kaygılanıyorsa, o konunun onun için değerli olduğunu anlarız.
Burada kritik nokta, kaygının seni yönetmesine izin vermemek. Eğer bu duyguyu kontrol etmeden büyütürsen, dikkatini dağıtır ve performansını düşürür. Ama onu tanır, neden geldiğini fark eder ve enerjini yönlendirirsen, seni daha uyanık, kararlı ve motive hale getirir.
Kaygıyı Dönüştürmenin Anahtarı: Farkındalık
Kaygıyı bastırmak, onu yok saymak ya da sürekli “kaygılanmamalıyım” demek çoğu zaman işe yaramaz. Çünkü bastırılan her duygu, daha güçlü bir şekilde geri döner. Bunun yerine, o duyguyu fark etmek gerekir.
Kendine “Şu an kaygılı hissediyorum, çünkü bu sınav benim için önemli. Bu his bana hazırlanma gücü veriyor.” demek, beynine sakinleşme sinyali gönderir.
Farkındalık, kaygıyı kontrol altına almanın ilk adımıdır. Duygunun geldiğini fark etmek, onu yargılamadan kabul etmek ve daha sonra dikkatini eyleme yani çalışmaya, deneme çözmeye, nefesini düzenlemeye yönlendirmek seni kontrol pozisyonuna getirir.
Hazırlık, Güvenin Temelidir
Sınav kaygısının en güçlü panzehri, hazırlıktır. Ne kadar düzenli ve planlı çalışırsan, belirsizlik o kadar azalır.
Çünkü kaygı en çok “bilinmezlik” durumunda ortaya çıkar.
Her gün küçük ama düzenli adımlar atmak, bir konuyu eksik hissettiğinde tekrar etmek, deneme çözerek sınav atmosferine alışmak seni hem zihinsel hem duygusal olarak hazırlar.
Ayrıca bedenin ve zihnin arasında güçlü bir bağ vardır. Bu yüzden sadece akademik değil, bedensel hazırlık da önemlidir.
Uykunu yeterli almak, dengeli beslenmek, ara sıra kısa yürüyüşler yapmak ya da nefes egzersizleriyle gevşemek kaygı düzeyini düşürür. Çünkü vücut sakinleştiğinde, zihin de sakinleşir.
Kaygıdan Güç Al: Performans Enerjisi
Kaygı, aslında bir enerji biçimidir. Sınavdan önceki gerginliği tamamen yok etmek mümkün değildir ama bu enerjiyi doğru yöne çevirmek mümkündür.
Örneğin kalp atışın hızlandığında bunu “korkuyorum” olarak değil, “bedenim hazır, heyecanlıyım ve odaklanıyorum” olarak yorumlamak bile fark yaratır.
Bu yeniden çerçeveleme (reframing) yöntemi, psikolojide performans kaygısını azaltmanın en etkili yollarından biridir.
Birçok başarılı sporcu, sanatçı ya da konuşmacı da aynı şekilde hisseder. Fakat onlar bu enerjiyi bastırmak yerine yönlendirir.
Sen de sınav öncesinde hissettiğin o hafif gerginliği, beyninin “şimdi zamanı geldi, odaklan” sinyali olarak görebilirsin.
Kendine Nazik Olmayı Unutma
Kaygı çoğu zaman iç sesinle ilişkilidir. Eğer kendine sürekli “ya başaramazsam” diyorsan, zihnin de bu düşünceye inanır.
Ama “hazırlanıyorum, elimden geleni yapıyorum, bu sınav sadece bir süreç” dersen, beynin bu sakin mesajı içselleştirir.
Kendine karşı şefkatli bir dil kullanmak, sınav başarısına tahmin ettiğinden çok daha fazla katkı sağlar.
Unutma, başarı sadece bilgiyle değil, zihinsel dengeyle de ilgilidir.